İş Hayatındaki Yeni Mezunlar - Seri 5



#fikirselröportajlar serimizin yeni konuğu; Hacettepe Üniversitesi Kariyer Gelişimi Uygulama ve Araştırma Merkezi bünyesinde yürütülen Akran Kariyer Danışmanlığı projesinden ekip arkadaşım sevgili Melike Özgür. Dilerseniz lafımızı fazla uzatmadan röportajımıza geçelim.

Merhaba Melike! Kendini kısaca tanıtır mısın?

Merhaba, öncelikle blog ve röportaj serini tebrik ederim. İnsanların hayatlarına dokunmak benim için de çok kıymetlidir, bu şansı seninle elde ettiğim için de teşekkür ederim. Ben Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Anabilim Dalı’ndan 2018 yılında mezun oldum. 2 yıldır Bursa’da Özel Çakır Okulları’nda ilkokul ve anaokulu grubunun okul psikolojik danışmanlığını yürütüyorum.       
   
Birçok alanda olduğu gibi ruh sağlığı alanında da ‘Oldum, tamamım’ demenin mümkün olmadığını düşünerek eğitimler almaya devam ediyorum. Bu süreçte çocuklarla çalışmanın insanı her daim dinamik tuttuğunu ve onların kalbine dokunmanın çok kıymetli olduğunu fark ettim. İstanbul Üniversitesi Auzef programı ile Çocuk Gelişimi lisans eğitimi alıyorum. Deneyimsel oyun terapisi, dikkat testi, eft uygulamaları gibi eğitimler aldım. Son olarak da Yıldız Teknik Üniversitesi’nde Aile Danışmanlığı eğitimime devam ediyorum.

Vakit ayırıp bu seriye dahil olduğun için asıl ben teşekkür ederim. Dilersen biraz da üniversite tercih sürecinden bahsedelim?

Lise alan ve meslek anlamında benim için karışık bir süreçti. Lise 2 ’de okumayı en çok istediğim alan yabancı dildi.  Bunun sebebi ortaokul hocamı çok sevmem ve kendimi yabancı dil alanında başarılı bulmamdı. Ancak okuduğum lisede yabancı dil sınıfı açılmadı. Koskoca lisede tek yabancı dil okumak isteyendim J Yine de yabancı dil okumanın sınırlarını zorlamak isteyerek okul değiştirdim.

Lise 2 ’ye başlayalı henüz 2 ay olmuşken daha alt sıralarda yer alan bir lisenin yabancı dil sınıfına geçiş yaptım. Geçiş yapana kadar harcadığım çabayı, heyecanı hala hatırlıyorum. Ancak geçtikten sonra gidişat öyle olmadı. O zamanki duygu durumumun verdiği karmaşıklıkla, hepinizin bildiği gibi o yaş grubunda duyduğum arkadaş desteği ihtiyacı ile geçtiğim okulda 1 hafta durdum ve dayanamayarak ilk liseme geri döndüm.

O zamanlarda bana destek olabilecek bir okul psikolojik danışmanımın olmasını çok isterdim. Belki üniversite tercihimde bu durumunda etkili olduğu düşünülebilir. Şu an meslek hayatımda o günlerde duyduğum destek ihtiyacını fark ediyorum.

Liseme geri döndüğümde Eşit Ağırlık sınıfından devam ettim. O zamana kadar hedeflediğim şeyden vazgeçmiştim bu yüzden yeni bir rota oluşturmam gerekiyordu. Lise sona kadar hukuk, psikoloji gibi birçok bölüm düşünmüştüm. Ancak bölümleri düşünürken bu bölümleri istememde etkili olan sebepleri sorguladım. Son sınıfa geldiğimde insanlara dokunabileceğim ve mezun olduğumda da belli bir değeri olabilecek kendimi geliştirebileceğim dinamik bir bölüm okumak istiyordum.

Lise sonun ortalarına doğru üniversite araştırmalarımı da yapmıştım. Dilimde hep ‘Hacettepe PDR’ vardı. LYS ile istediğim sıralamayı elde ederek hedeflediğime ulaşmıştım. Benim için en kıymetli olan şeyde hedeflediğim ve hayal ettiğim üniversiteye kavuşmaktı. Bu yüzden Hacettepe’yi hayatımda hep önemli bir yere koyarım.

Üniversite hayatı insanın kendini ve hayata dair isteklerini keşfetmesi için çok değerli bir süreç. Konumuza geri dönecek olursak, bize üniversite hayatından bahsedebilir misin?

Üniversite hayatımı ‘keşfedilmeyi bekleyen bir yolculuk’ şeklinde tanımlayabilirim. Çünkü şehir dışında bu kadar uzun süreli bulunma ve kendi başıma yaşama deneyimim benim için ilkti. Şehir dışında okumanın da aslında ne kadar kıymetli olduğunu mezun olduktan sonra anladığımı söyleyebilirim. Kendi hayatını planlamayı, organize edebilmeyi öğrenmenin, kimi zaman zorlanıp düşmek ancak sonrasında tekrar yola devam edebilmeyi öğrenmenin bana çok şey kattığını düşünüyorum.

Derslere katılımım devamlıydı, aksatmayı da çok istemezdim. Çünkü derslerimizin her birinin bireyin kendi iç yolculuğuna çıkaran bir yanı vardı. Her öğrendiğimiz şeyde geçmiş deneyimlerime ya da geleceğime dair dokunuşlar yaptığımı hissediyordum. Hocalarımız, bu bölümü seçenlerin ilk olarak kendine fayda sağlamak amacıyla, kendi yaralarını iyileştirmek amacıyla seçebildiklerini söylerlerdi. Bir süre sonra hak verdim. J Başkalarına yardımcı olabilmenin ilk şartı kendinin de farkına varabilmek. Dersleri düzenli takip eder, dinler, çalışırdım. Bölümümü yüksek şeref öğrencisi olarak bitirdim.

Kaldığım yer üniversite kampüsüne uzaktı. Sosyal faaliyetlere istediğim derecede katılamasam da Hacettepe’nin her imkânından faydalanmaya çalıştım. Bu konuda her şeyi bulabileceğimiz bir kampüse sahip olduğumuzu düşünüyorum. Bölümümüzün topluluğunun çalışmalarına aktif katılım sağladım. Aynı zamanda kısmi zamanlı çalışma programlarına başvurdum. 1 yıl Kariyer Merkezi’nde akran kariyer danışmanlığı yaptım.

Bölüme başlarken de okurken de düşüncem kariyerimi özel sektör üzerinden şekillendirmek, geliştirmekti. Bu yüzden özel sektörde psikolojik danışman olarak yer alabileceğimiz bazı kurumlarda gönüllü stajlar ayarladım. Özel danışmanlık merkezinde, rehabilitasyon merkezinde ve bir özel okulda gönüllü stajlar yaptım. Bu stajların bana önemli katkısı olduğunu düşünüyorum. Hem nereden ilerleyebileceğim hakkında fikir sahibi olmamı hem de alandaki güçlükleri görmemi sağladı diyebilirim.

Şu anki tecrübelerinle üniversiteye geri dönecek olsan neleri değiştirmek isterdin?

Üniversiteye dair pişmanlıklarım oldukça az. Şehir dışında okumanın verdiği hissiyatla ilk sene kendime ‘Yapmak istediğin her şeyi yap ve üniversiteyi keşkelerle’ bitirme sözü vermiştim. Geriye dönüp baktığımda gerçekten çok keyif aldığım anılar hatırlıyorum.

Ancak çalışırken fark ettim ki lisansta öğrendiğimiz şeyler sadece buzdağının alt kitlesi bir de bunun yukarısı yani yaşantı boyutu var. Bu yüzden uygulamaya ve yaşantıya dönük daha çok okumak, tartışmak isterdim.

Yabancı dil her alanda önemli bir etken. Lisede yabancı dil okumak isteyip başarılı olamadıktan sonra yabancı dilden biraz uzaklaştım. Yine de kursa giderek ilerletmeye çalıştım ancak devamlılığını sağlayamadım. Bunu da değiştirmek istedim. Erasmus gibi fırsatları araştırmıştım ancak bunun içinde girişimci olamamıştım. Bu fırsatları ertelememek isterdim.

Peki, çalıştığın iş mezun olduğun bölümle alakalı mı?    

Evet, çalıştığım iş bölümümle birebir alakalı.     

Mesleğimde özellikle alan dışı konusu fazlasıyla gündeme geliyor. Bir süredir olmuyor ancak önceki yıllarda felsefe bölümünden mezun olanlara rehberlik sertifikası verilerek atanmalarına ya da özel sektörde çalışmalarına sebep olundu. Ruh sağlığı oldukça önemli bir alan ve lisans mezunu olduğumuzda dahi kendimizi yeterli hissetmekte güçlük çekerken 3 aylık bir sertifikanın lisans eğitimi yerine geçmesini doğru bulmuyorum. Neyse ki artık gündemde değil ancak özel kuruluşlar daha düşük bir maaş ile alandışı mezunlarına kurumlarında yer verebiliyor. 

Bazı mezunlarımızın özel sektörde çalışmaya karşı şüpheli olduklarını tahmin edebiliyorum. Ancak alanımızı temsil edecek kişilerin biz lisans mezunları olduklarını düşünüyor ve temsil edebileceğimiz her kurumda yer almamız gerektiğine inanıyorum.

Psikolojik yardım alacak kişilerde lütfen gittikleri kişilerin uzmanlıklarını araştırsınlar. Bilinçaltı temizliği vb. gibi birçok garip isimlerle var olan bu kişiler yardım etmek yerine psikolojik olarak hasar bırakmaktadır.

Bize biraz da iş arama sürecinden bahsedebilir misin?

Bu konuda şanslı olduğumu düşünüyorum. Çünkü yeni mezun olup iş bulurken zorlanacağımı düşünmüştüm. İlk olarak Ankara’da kalmayı düşündüm. Bazı okulların mülakatlarını denedim. Ancak derslerin bitimi ile memleketime döndüğümde birkaç günlük aramalarım sonuç verdi.

Özgeçmişimi üniversite son sınıfta düzenlemiştim. Resmi bir iş görüşmesi deneyimlerim kısıtlıydı. Heyecanımı ve stresimi hala hatırlıyorum. İş başvurularında bulunanlara kendilerine bu duyguların oldukça doğal olduğunu söylemelerini, kendilerine ve aldıkları eğitime inanmalarını, güvenmelerini öneririm.

Peki, işe alımında sence ne gibi özelliklerin etkili oldu?

Yaptığım gönüllü stajlar ve aldığım eğitim ve bir yandan diplomamı aldığım üniversite etkili oldu. Diploma şimdilerde her ne kadar işe alınmak için tek bir kıstas olarak gözükmese de Hacettepe’nin eğitim sektöründe bir etkililiği olduğunu düşünüyorum. Ayrıca görüşmeye gitmeden önce kurumu araştırarak ve ben kurum için nasıl faydalı olabilirim fikri üzerine kafa yorarak gitmiştim. Bu da etkiliydi. Aynı zamanda öğrenme ve çalışma isteğimin etkili olduğunu düşünüyorum.

Röportajımızı sonlandırmadan önce üniversite öğrencileriyle paylaşmak istediğin bir tavsiyen/önerin var mı?

Üniversite hayatı bireyin kendini keşfedebilmesi için önemli bir dönüm noktası. Neleri yapabilirsiniz/neler sizin sınırlarınızı zorlar bunları deneyimlemek için en güzel zamanlar. O yüzden yapmayı düşündükleri şeyleri ertelememelerini, bolca deneyim kazanmalarını tavsiye ederim. Ayrıca bu deneyimi yeni kişilerle tanışarak daha kolay kazanabileceklerini söylemek isterim.

Özellikle PDR mezunlarının yeniliklere açık olmalarını farklı kültürlerden deneyimler edinmelerini öneririm. Yaptığınız uygulama derslerinde tedirgin olabilirsiniz ancak en çok faydalanabileceğiniz derslerin uygulama dersleri olduğunu düşünüyorum bu noktada girişimci ve cesur olun. Ruh sağlığı alanında ekstra birçok eğitim veriliyor. Eğer kendinizi geliştirmek isteyip eğitimler almak istiyorsanız, lütfen para tuzakları olan eğitimlere sertifika için başvurmayın. Eğitim veren yeri, kişiyi araştırın

Son olarak iş arayan yeni mezunlara herhangi bir tavsiyen/önerin var mıdır?

İş arama sürecim uzun olmadı ancak gözlemlediğim kadarıyla bu süreç yeni mezunlar üzerinde baskı yaratabiliyor. Mezun olurken düşlediğimiz belli bir iş ortamı, maddi ve manevi kazanç durumu söz konusu. Hayallerinizi yakalayamayan iş ortamlarını ve kazançları görmek gitgide moral bozucu olacaktır.

Belki bizim belki de iş yerlerinin beklentileri oldukça yüksek. Bunu deneyimledikçe fark edeceklerdir. Olumlu dönüş olmayan iş görüşmelerinin dahi kattığı bir deneyim söz konusu. Çabalamaktan ve kendilerini bir yandan geliştirmekten vazgeçmemeleri öneririm. İlk deneyimlerde keyif almanın, öğrendiklerini uygulayarak doyum elde etmenin maddi kazançtan daha önemli olduğunu düşünüyorum.

#fikirselröportajlar serisinin konuğu olduğun ve bizimle değerli tecrübelerini paylaştığın için teşekkür ederiz. İleride alanında çok iyi yerlere geleceğine ve öğrencilerin hayatına ışık tutacağına  eminiz...

Sevgiler,
Aysu Helin


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Kimim ve Neden Buradayım?

İş Hayatındaki Yeni Mezunlar - Seri 11

İş Hayatındaki Yeni Mezunlar - Seri 9