İş Hayatındaki Yeni Mezunlar - Seri 9


#fikirselröportajlar serimizin yeni konuğu; üniversite hayatından bu yana yakın arkadaşlarımdan biri olan Gençlik Çalışanı Aysen Gümüş. Röportajımıza başlamadan önce bizimle değerli tecrübelerini paylaştığı için kendisine teşekkür etmek istiyorum. 

Merhaba Aysen! Tanımayanlar için kendini kısaca tanıtır mısın?

Merhaba Aysu, öncelikle en yakın arkadaşlarımdan birinin 4 sene boyunca konuştuğumuz hayalinin içinde kendimi anlatacak olmamın heyecanını en üst noktada yaşadığımı ve anlatacaklarımın bu duygusallıkta olmamasını temenni ederek sorularını yanıtlayacağım😊

Bu blogu açmandaki hedeflerini tek tek gerçekleştireceğine, bende yarattığı heyecanı hiç kaybetmeyeceğine eminim. Acaba bu hafta kimi konuk alacak, nasıl içerikler üretecek diye merakla beklediğim bu girişiminin daha çok insana ulaşıp hayatlarına dokunarak büyüyeceğine gerçekten inanıyorum. Benim her zaman büyük motivasyon kaynaklarımdan biri olduğun için sana buradan da çok teşekkür ediyorum.

Aysen Gümüş ‘e gelirsek, Hacettepe Üniversitesi Sosyoloji bölümünden mezunum, 23 yaşındayım. Şubat ayında mültecilerle çalışan bir sivil toplum kuruluşunda gençlik çalışanı olarak profesyonel iş yaşamına ilk adımımı attım. Bunun yanında yüksek lisans eğitimime de yakın zamanda başlamayı hedefliyorum.

Ayrıca şunu belirtmek isterim ki; birçok alanda olduğu gibi STK ‘lar da ülkemizde kurumların çalışanlarına uzun vadeli ve sürdürülebilir iş garantisinin kendine bağlı olduğunu sürekli dile getiriyor. İş hayatım kısa bir süre önce başlasa da bunun beni dinamik tutan ve kendimi sürekli yenilememi sağlayan etkenlerden biri olduğunu söyleyebilirim.

Bunun haricinde iş dışındaki vaktimi de mümkün mertebe yakın arkadaşlarım, ailem ve kedimle geçirmeye çalışıyorum.

Öncelikle güzel yorumların ve bu süreçte beni en çok motive eden insanlardan birisi olduğun için teşekkür ederim😊. Konumuza geri dönecek olursak, biraz daha geçmişe gitmek gerekirse üniversite tercih sürecinden bahsedebilir misin?

Lise dönemimde çalışkan ve başarılı bir öğrenciydim. Fakat 18 yaş gibi tecrübesiz bir yaşta olmanın ve tüm hayatının bu tarz sınavlara bağlı olduğu gibi bir bilinçte olmanın talihsizliğini biliyorum ki bir tek ben yaşamadım. Heyecanlı kişiliğim ve bu tarz etkenlerle birlikte tam olarak istediğim başarıyı elde edemesem de iyi bir sonuç çıkardım. O yaşta bunları çok anlamadım fakat daha güzelleri olduğunda bunun bilincine vardım.

Tercihlerimi anlatmam gerekirse, çoğu insana göre iş olanakları açısından risk içerse de tercihlerimi araştırmalarım ve kişilik özelliklerim dahilinde sosyal bilimler alanında yoğunlaştırdım. İstediğim tam olarak iyi bir akademik kadroyla iyi bir üniversitede ve beni iş alanları açısından biraz daha özgür bırakacak vizyonu geniş bir bölümde okumaktı. Ve bu iyi ki sosyoloji olmuş. Her zaman kararsız, farklı şeyleri deneyimlemeyi seven bir insan oldum ve evet ben burada durmalıyım ve hayatımın sonuna kadar burada kalmalıyım demedim. O nedenle bunun bir bölümün farklı iş alanları sunmasıyla gerçekleştirebilirdim.

Şu an istediğim bir alanda çalışmaktayım, çalıştığım yer açısından da çok şanslıyım. Çalıştığım alanın beni bir kalıba sokmadığını ve yapmak istediğim her şeyi gerçekleştirebilecek olduğumu bilmek beni iyi hissettiriyor. Ayrıca bunun bir noktada herkes için aynı olduğunu da belirtmek isterim.

Peki, üniversite hayatında nelerle uğraştın, nasıl bir üniversite yaşamı geçirdin?

Üniversitenin ilk yılını hem bölüme hem de okula tam olarak hâkim olmadığım bir sene geçirerek ortalama notlarla sonlandırdım. Sonrasında bölümüme ve işime artan ilgimle birlikte notlarım da paralel olarak arttı.

Ancak notların yüksek olmasıyla iş bulma süresinin arasında net bir ilişki olmadığını da biliyordum bu nedenle okula devam ederken öğrenci topluluklarında aktif görevler aldım, stajlar yaptım, konferanslara, seminerlere katıldım, çalıştım ve farklı farklı sektörlerden birçok insanla tanıştım.

Özellikle okul konusunda çok şanslıydım. Hacettepe, öğrenci toplulukları, sosyal faaliyetler, kariyer fuarı organizasyonları açısından çok çeşitli imkanlar sunan bir okul. Bunlardan hiçbir zaman kendimi geri tutmayarak aktif olmaya çalıştım. Üniversitede yaptığım stajların ve katıldığım organizasyonların neyi yapmak istediğimi ya da yapmak istemediğimi belirleyecek şeyler olduğunun farkındaydım. Tek pişmanlığım farklı alanlarda daha çok staj yapmamaktır. Neyse ki geriye dönüp baktığımda bunun için hiç çaba sarf etmedim demiyorum.

Öğrenimime devam ederken her öğrencinin daima stresini hissettiği iş bulma kaygım fazlasıyla vardı. Bu bazı dönemler beni psikolojik açıdan yıpratsa da derslerimden aldığım keyfin ve andan aldığım hazzın önüne geçmesine izin vermemeye çalıştım.

Hacettepe sosyoloji akademisyenleri konusunda da harika bir bölüm, her dersten keyif alabileceğiniz, insanın kendinden sürekli bir şeyler bulabileceği bir bölüm.  Sohbet tarzında ve rahatlığında geçen derslerimiz hocalarımız sayesinde çoğunluktaydı. Bu nedenle bölümden arkadaşlarıma ve kendime baktığımda ilk sosyolojiye girdiğimiz zamanla mezun olurken ki bizler arasında büyük farklar var, sosyoloji hepimizi büyüttü, geliştirdi ve değiştirdi.

Evet, her zaman konuştuğumuz gibi sosyoloji bize tek bir doğrunun var olmadığını, hayatın x + y = z den ibaret olmadığını gösterdi. Şu anki tecrübelerinle üniversiteye geri dönecek olsan neleri değiştirmek isterdin?

Üniversitede yurtdışına çıkmayı çok isterdim. Erasmus için daha çok çabalayabilir, Work and Travel yapabilirdim. Pişmanlıklarım genelde bunlar için çok çabalamamam. Bu sayede İngilizcemi ileri bir seviyeye taşıyabilirdim. İş hayatına girdikten sonra kısa vadede bile planlar yapmak zorlaşırken bunları gerçekleştirmek ve planlamak bir hayli zorlaşıyor. Bir de sanırım okul devam ederken sonrasında işime yarayacak YDS, KPSS, ALES gibi sınavları aradan çıkarabilirdim.

Çalıştığın iş mezun olduğunuz bölümle alakalı mı?

Evet. Sanırım ilk işimde bu konuda şanslı olanlardanım. Sosyoloji bölümü meslek tercihi açısından geniş bir alan. Şu an benimle mezun olan veya önceden mezun olan arkadaşlarıma baktığımda da çeşitliliği çok net görebiliyorum.

Ben şu an göç alanında çalışıyorum. Kısaca bahsetmem gerekirse, göç sadece coğrafi olarak bir yer değiştirme değil, o göç yolculuğunun nasıl gerçekleştiği, bu süreçte neler yaşandığı, bireylerin bu süreci nasıl içselleştirdiği ve onların yeni yaşam kurma sürecinde toplumdaki yeri, topluma kazandırılmaları ve toplumsal hayata etkisini göz önüne aldığımızda sosyolojinin etkisi yadsınamaz. Dolayısıyla göç, sosyolojinin başlıca alanlarından biridir. STK ‘lar ise bu süreçte her iki taraf için kolaylaştırıcı rol oynayan, entegrasyonu hızlandıran kuruluşlar.

Bize biraz da iş arama sürecinden bahsedebilir misin?

Resmi mezuniyetimden sonra iş arama sürecim yaklaşık 6-7 ay sürdü. Fakat mezun olmadan önce de ufak ufak arayışlara başlamıştım. Bana çok uzun bir zaman gibi gelse de ortalama bir sürede iş buldum. İlgi alanlarım ve çalışmak istediğim alanlar dahilinde çok fazla başvuru yaptım, çok aktif bir iş arama süreci geçirdim. İstediğim şeyin olması için çok uğraştım ve sonucu güzel oldu.

Sence işe girmende ne gibi özelliklerin etkili oldu?

İşe girmemde bölümümün bana kazandırdığı alana dair bilgi birikimleri, farkındalıklar, iletişim becerilerim çok etkili oldu.

Bunun yanı sıra farklı iş alanlarından çok fazla bağlantı kurdum ve bunu üniversite hayatım boyunca devam ettirdim. Aklıma takılan her soru işaretinde onların deneyimlerinden yararlanarak kendime bir yol çizdim. Onlara bir şekilde ulaşarak aslında bu platformda yapmak istediğin şeyi yaptım.

Okuldayken ya da çalışmak istediğin alanı seçerken hangi yetkinliklerin önem kazandığı, neler yapman gerektiği ve onların bu süreçleri nasıl geçirdiği vs. gibi cevaplamam gereken birçok soru olduğu için aslında bu yaratım sürecinde kendime mentorler buldum.

Çok şanslıyım ki ulaştığım her profesyonelle çok değerli paylaşımlarda bulunduk. Ve kafamda bazı şeyleri oturtarak ilerledim. Yani soru sormaktan, insanlarla iletişime geçmekten, araştırma yapmaktan çekinmedim. Bu tarz etkenler de işe alım sürecimde kararlılığımı ortaya koyarak etkili olmuştur diye düşünüyorum. O nedenle yapmak istediğin bu şey öğrenciler için çok değerli :)

Üniversite öğrencileriyle paylaşmak istediğin bir tavsiyen/önerin var mı?

Üniversite hayatının çok kısa sürdüğünü bu nedenle diledikleri gibi bir planlama yaparak zamanlarını dolu geçirmelerini öneririm. Bölümlerine veya ilgilerine dair tüm olanakları ve eğitimleri değerlendirmelerini, bir şeyleri ertelememelerini, kendilerine güvenmelerini tavsiye ederim naçizane. Sosyal hayat açısından da böyle.

Hiçbir şeyi kaçırmamak çok değerli, sonrasında keşkeleriniz azalıyor. Eğer bir şeyi gerçekten istiyorsanız hem öğrencilik yıllarında hem de iş hayatında karşınıza çıkacak kişilere ve gruplara da hissettirdiğiniz takdirde tüm engeller de ortadan kalkıyor.

Son olarak iş arayan yeni mezunlara herhangi bir tavsiyen/önerin var mıdır?

İş arama süreci herkes için farklı geçebilir. Bu süreç kimileri için kısa ve hafif geçiyor, kimileri içinse daha sancılı bir hal alıyor. Kısa sürmesini kişisel başarıya bağlayabiliriz fakat bu sürecin uzamasını ve ulaşılmak istenen hedefin uzun bir süre gerçekleşmemesini başarısızlığa bağlayamayız. Çok zor olduğunu bilsem de zamanla her şey rayına oturuyor ve amacınızı gerçekleştirdiğinizde arada geçen zamanı çok da hatırlamıyorsunuz.

Bir şeyler için çok acele edilmemeli, gerçekten kendinize inandığınız ilanlara başvuru yaptığınızda, mülakatlar da aynı özgüvende ve motivasyonda geçiyor. İş arama sürecinde mesleki becerilerine ve deneyimlerine güvendiğiniz kişilerle paylaşımda bulunmak için iletişime geçmeniz sizi rahatlatacak ve katkı sağlayacaktır. Fakat bu süreçte istemediğimiz şeylerle de karşılaşabiliyoruz.

En önemlisi kimsenin sınırlarınızı çizmesine izin vermeyin, bir üniversite mezununun ya da herhangi birilerinin vizyonu başka bir bölümün veya kişinin sınırlarını çizmek olmamalı. Bu nedenle yapmak istedikleriniz için harekete geçin ve kendinizden her zaman emin olun.


#fikirselröportajlar serisine konuğu olduğun ve bizimle değerli tecrübelerini paylaştığın için teşekkür ederiz Aysen.
Sevgiler,
Aysu Helin

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Kimim ve Neden Buradayım?

İş Hayatındaki Yeni Mezunlar - Seri 11